Sesli Sohbet Girişi

Sesli Sohbet Girişi
Sesli Sohbet Girişi İcin Tıklayınız

5 Şubat 2013 Salı

Sensiz de geçiyor işte günler! Zaten gün dediğin ne ki?

Sensiz de geçiyor işte günler! Zaten gün dediğin ne ki? Bir sabaha açıyorum gözümü, bir akşama yumuyorum. Gün günü kovalıyor, hafta dediğin aya dönüyor. Ömür öylesine gelip geçiyor! Sensiz de yaşanıyor işte! İlk zamanlar çok canım yanmıştı ama insan her şeye alışıyor. Yokluğu da öğreniyorsun, açlığı da, üşümeyi de, yanmayı da… Sensiz de yeniyor yemek işte! Gerçi ekmeğin köşesini hep sana ayırmak geçiyor içimden ama yapmıyorum. İnadına ben yiyorum. Sensiz de gülünüyor işte! Bazen öyle olaylar oluyor ki, elim telefona gidiyor. Anlatmak istiyorum çünkü sadece ikimiz anlarız, biliyorum fakat aramıyorum! Sensiz de uyunuyor işte! İlk zamanlar dönüp durduğum o yatağa, şimdi kafamı koyunca kapanıyor gözlerim. Hayatın yorgunluğu, günün stresi derken, vücut da bitiyor. Bir ara yastığa sarılıyordum sen diye! Şimdi uyanınca bakıyorum ki, elim kolum bomboş! Vakti gelince saracaktır başka bedeni, bekliyorum! Velhasıl, sensiz de bu ömür bir şekilde geçiyor. Zaman, kabuk bağlatıyor yaraları. Ölümün acısına katlanan insan, ayrılığınkine de dayanıyor. Uykusuz geceler de bitiyor, hiç dinmeyecek sandığım gözyaşlarım da! Her hayat kendi hikayesini yazıyor. Kimi renkli, kimi garip, kimi sıradan ama hepsi bir yerinde aşka çarpıyor. Sonra bitiyor umutlar, ayrılık dediğin kapıyı çalıyor. Vakit geçtikçe, bitmez sandığın her şey yavaş yavaş bitiyor. Sensiz de yaşanıyor yani; ancak aklımı kurcalayan soru şu: Ne gerek var?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder